haberiniz olsun

eklenen iceriklerden haberiniz olsun.

4 Mayıs 2015 Pazartesi

İşte O Kadın

İşte “O” Kadın

Bazı kadınların hangi markayı giydikleri hangi mücevheri taktıkları önemli değildir. Sanki duruşları, bakışları farklıdır. Sanki doğuştan stil sahibidirler. Dün akşam katıldığım mücevher sergisi ve kitap tanıtımı da işte böyle bir kadın anısına düzenlenmişti. LouLou de la Falaise… Bir ilham perisi. Bir stil ikonu…


yves_saint_laurent_1


Serginin açılışı için LouLou de la Falaise kitabının editörlüğünü yapan Ariel de Ravenel ve teksti yazan Natasha Fraser-Cavassoni de İstanbul’daydı. YSL Beauty sponsorluğundaki etkinlik, her zaman dikkat çekici kültür sanat işlerine imza atan İstanbul ’74 tarafından düzenlenmişti. Ev sahibi ise sevgili Demet Müftüoğlu Eşeli’ydi. Rizzoli tarafından basılan kitap harika bir “coffee table book.”  LouLou’nun hayatından detaylar, bohem stili hakkında ipuçları ve ünlü arkadaşlarından alıntılarla 400’e yakın harika fotoğraf içeriyor. Sayfalar arasında kaybolurken birden 1970’lerin Parisi’ne ışınlanıyorsunuz sanki. Sergi ve kitap, benim için LouLou’yu tanıma yolunda eşsiz bir deneyimdi. Bir zamanlar YSL moda evinin tüm mücevherlerini tasarlayan ve modacı Saint Laurent’in ilham perisi olan LouLou’yla sizleri de tanıştırmak istiyorum. Bu arada dün akşam Periscope’tan yaptığım yayını kaçırdıysanız, bugün hala Buse Terim hesabımdan izleyebilirsiniz.


yves_saint_laurent_3


Annesi İngiliz model Maxime Birley ve babası bir Fransız kontu; Alain de la Falaise. Bu İngiliz-Fransız ortak çalışmasından ortaya böyle bir enerji, yaratıcılık ve karakter karışımı çıkacağı baştan belliymiş sanırım. Paris’e taşınıp, Yves Sainth Laurent ile tanışmadan önce bir süre New York’ta yaşamış. Ünlü fotoğrafçı Helmut Newton’un asistanlığını yapmaktan, Amerikan Vogue’a poz vermeye ve  dönemin modacılarından Halston için kumaş tasarlamaya kadar yaratıcılığını pek çok alanda kullanmış. İngiliz cemiyet dergisi Queen için editörlük yaparken modacı Yves Saint Laurent ile tanışmış. Modacı, bu güzel kadınla tanıştığında aurasından öyle etkilenmiş ki, onu etrafından ayırmamaya karar vermiş. LouLou da Paris’e taşınıp 1972’de Saint Laurent’in modaevi için çalışmaya başlamış. Ancak onlarınki sadece bir iş arkadaşlığı değil. Beraber partilemekten, koleksiyonlarına ilham vermeye kadar ünlü modacıyla hep çok yakın olmuş.


yves_saint_laurent_2


Neredeyse dile gelecek kadar güzel tasarımlara imza atan LouLou de la Falaise 2011’de 63 yaşında hayatını kaybedene kadar bir stil ikonu olarak tanındı. 30 yıla yakın egzantrik stilini YSL modaevinin aksesuar ve mücevher koleksiyonlarına aktardı. Renkli taşlar, kristal kayalar, imza kolyelerle dikkati çekti.


yves_saint_laurent_4


Kariyerinin sonuna doğru özellikle de 2002’de modacı Saint Laurent emekli olup, kendisi de ayrılıp kendi markasını kurduktan sonra daha da ilgi görmeye başladı. LouLou kendi adını taşıyan mağazalar açsa da tasarımcılığı iş kadınlığına her zaman tercih etmiş. Peki bir “muse”, yani ilham perisi olmak nasıl bir şey? Onu da şöyle açıklamış bir konuşmasında: “Bana göre bir muse çayını ve kurabiyesini alır ve sadece sohbet ederken dehşetverici derecede akıllı görünür. Sonra da bir kokteyle katılır. Doğrusu ben, benim kadar çok çalışanını görmedim. Ama artık Saint Laurent tarihe mal oldu, ben de öyle. Yani artık muse olmanın o kadar da kötü olduğunu düşünmüyorum.”


yves_saint_laurent_5


Sergi 16 Mayıs’a kadar İstanbul ’74 Galatasaray’da. Kaçırmayın derim.




0 yorum :

Yorum Gönder